29 Nisan 2013 Pazartesi

Anneanne ve Dedenin Evinde İki Güzel Gün

Hafta sonu tatilimizi geçirmek üzere oğluşla beraber koyulduk Zonguldak yoluna. Babamızı evde bırakıp özlenmek istedik anne oğul. Anneannemiz ve büyük anneannemiz bizimle kaldıkları için yolculuğumuzda da yanımızdaydılar. 45 dk süren Ereğli- Zonguldak arası yolculukta Barbaros yolların girinti ve çıkıntıları sayesinde yolculuğumuzun ilk dakikalarında uykuya dalmıştı bile. Aracımızla da ilk defa  şehir dışına çıkıyorduk. O yüzden her türlü donanıma sahipti aracımız. Mamamız, türlü türlü oyuncaklarımız, ilgi çekecek müziklerimiz vs.. işte..
Eve vardığımızda aracın motor sesi durduğu an uyandı tabi ki Barbaros. Vakit oyun vaktiydi. Dedesi, dayısı ve yengesi işleri nedeniyle henüz eve gelememişlerdi. Biz de o arada vaktimizi evi keşfetmekle geçirdik.




                                         Anneanneyle dedenin evinde keyfediyoruz:))

Sonra da evin diğer üyeleri geldiğinde oğluş kucaktan kucağa dolaşarak sevilmenin tadını çıkardı.


                                              Dayım mı daha yakışıklı ben mi ? :)))

Ertesi gün anne-kız alışveriş günümüzdü. Oğluşu da büyük anneanne ve büyük teyzemize bıraktık 2 saatliğine. Biz tam işimizi bitirmiştik ki telefonun öbür ucundan teyzemiz telaşla bizi çağırıyordu. Barbaros coşmuştu, ağlamasını durdurmanın neredeyse mümkün olmadığı dakikaları yaşatıyordu büyüklerine. Apar topar yanına koştuk oğluşun ki iç geçiriyor sık sık, hıçkırıklar çıkıyor sürekli ağzından, sanki ağzından değil yüreğinden geliyor o sesler. Kucağıma alıp sımsıkı sarıldım oğluşa, beni özlediğini hissettirir biçimde ağlıyordu bu kez. Daha önce bu anı yaşamamıştık. Artık özlüyordu beni bebeğim. Uzun zaman ayrı kalmak istemiyordu. Hemen aldığımız gibi evimize götürdük. Karnını doyurduk ve oğlumuz yorgunluktan mamasını yerken uyuyakaldı. Zaten üzüldüğü dakikaları unutması için uyuması gerekiyordu, iyi de oldu. Akşam neşesi yerine geldi. Komşumuz Ayşe Teyze ve kızı Yasemin bizdeydiler. Kah onlara kah bize gülücükler saçarak vaktini geçirdi. Sonra da uyku vakti geldiğinde her ne kadar uyumamak için dirense de göz kapakları yenik düşünce beşiğinde tatlı rüyalara daldı.
                               Bu insanlar da kim ki bakıyolar yüzüme geldiğimden beri ? :))


Pazar günü gün erken başladı bizim için. Aslında haksızlık etmemeliyim benim için değil de dayımız ve anneannemiz için erken başladı. Oğluş saat 5.30 da güne başladığı için ev ahalisinden de birileri ona eşlik etmeliydi o oyun oynarken. Yoksa tek başına bırakıldığında sesinin şiddetini artırarak sitemini saniyesinde belirtirdi zaten. Neyse oyunlar, evin içinde turlamalar derken saat 8 de tekrar şekerleme uykusuna dalmış bizimkisi.  1 saatlik şekerleme yetti sonra aramıza katıldı tekrar. Kahvaltıdan sonra birkaç saat ayrı kaldık tekrar oğluşla. Annesi saçlarını boyatacaktı bu kez de. Oğluş dedeyle anneanneye emanetti bu kez de. Uzun süre onlarla beraber kaldığı için yokluğumu pek hissetmez zannediyordum. Dedemiz de en iyi oyun arkadaşı olduğu için canı sıkılmaz sanıyordum. Fakat 3 saatlik ayrılığımızda yine ortalığı katıp karıştırmış bizimki. Eve geldiğimde anneannenin kucağında ağlamakla kızmak arasında sesler çıkartarak bağırıyordu. Kucağıma aldım ama susturamadım. Son çare elektrik süpürgesini açtırdım anneanneye. Sesi alışkın olduğu seslerden farklı gelince sustu yavrucak. Susmasıyla gülücükler saçması da bir oldu tabi. Gülşen in 'yatcaz kalkcaz' şarkısı favori şarkımız bizim. Şarkımız eşliğinde dans ettik, güldük eğlendik. İyice neşelendik. Sonra da tatilimizin dönüş yolculuğunu yapmak üzere evden ayrıldık. Büyük anneannemizi de teyzemizden alarak yola çıktık. Yol boyunca da oğluş uyudu. İki günlük Zonguldak macerasının da sonuna gelmiş olduk. Sizi özleyeceğiz anneannecik, dedecik, yengecik ve dayıcık..


                                              Annemle dans ederken poz da verdik.

Akşam eve geldiğimizde babamız bizi karşıladı. Eşyalarımız çok oluyor haliyle bebekle yolculuğa çıkınca. Taşımamıza yardımcı oldu. Derken bir de hoş sürprizle karşılaştık salona girdiğimizde. Mis gibi çiçek kokusu sarmıştı ortalığı. Babacıkımız sürpriz yapmıştı annecike. Bir demet kır çiçeği ile. Mutluluğumuz katlandı da katlandı. Ağzımız kulaklarımıza uzandı:))
                                                   Teşekkürler biricik eşime..


Hiç yorum yok: