13 Temmuz 2017 Perşembe

Tatil Annesinin Bir Günü mü Dediniz?

Yaz tatili geldi geleli anne-oğul yapışık ikiz gibi gezmeye başladık. Sabahları geç saatte uyanma hevesiyle geceden dualar ederek yatan anne, sabah 'uyan anne sabah oldu' sesini duyarken gözünü de saate bakarak açıyor. Eğer ki sekiz buçuğu geçmişse daha bir enerjik uyanıyor. Daha erken bir saat ise,ilk iş yarım saat oğlanı ikna etme çabaları oluyor. Başardıysan ne ala. 11 i görür o gözler..
Derken kahvaltı faslı bir saate yakın sürüyor. Tam tatil modu işte.. Çocuklar da ağzının tadını biliyor. 
Annenin de sabahları en keyif alarak sorduğu soru ' kahvaltıda ne yemek istersin bugün? ' oluyor. Köy yumurtasıyla yapılan omlet mi, içine süt kattığım için sevdiğim pankek mi, yoksa rafadan yumurta mı bir Türk annesi olarak beni ve dolayısıyla oğlumu daha iyi doyuruyor, tam kararımı veremedim. İstemediğim tek cümle ise bu seçeneklerden birini seçmemesi oluyor. 
Kahvaltı muhabbetimiz de hep günün planı üzerine kurulu. Acaba kahvaltı sonrası ne yapsak? Dışarı çıkmayacaksak  kimle oyun oynanacak? ( tabi anneden sonra) Beni sıkılınca azad ediyor zaten. Apartmanın bahçesinde gölgede oynamak şartıyla oynamak güne güzel başlamak için neredeyse şart bu aralar. Sonra anne de hazır olunca deniz- kum- güneş üçlüsü en iyi fikir. Plaja gitmemiz arabayla 10 dk mızı alıyor. Şezlongumuza yerleşip güneş kremlerine bulanmamız dakikalar sürüyor. Sonra da en sevilen an. Cumburlop deniz. Deniz çok sığ. Metrelerce gitsek bile Barbaros un boyunu geçmiyor. Yalnız yüzdüğü, oynadığı zamanlarda bile içim rahat. Sığlığı nedeniyle bir çok çocuklu ailenin de talep ettiği bir plaj bizimkisi. Bazen oyun arkadaşları da ediniyor. 
Akşam olup da eve gelmemiz neredeyse gün batımı. Ben yemekleri hazırlarken yine bahçede tatil çocuğu. Bizde boşa geçen an yok anlayacağınız. Oğlum çok kıymet veriyor dakikliğe😁 Eğer ki eve geldiğinde yemek tabağında hazır olmasın.. tartışmak için yaratılmış küçük adam, dışarıdaki eğlencesinden çaldığımız zamanın hesabını soracak kadar ince hesaplar yapabiliyor! ☺️ Neyse ki dikkatleri hala çabuk dağılıyor. Konuyu değiştiriverince unutulup gidiyor tartışma konusu..
Sonra uyku öncesi oyunları saati başlıyor. Yine şanslı kişi ( ki genelde anne yine!!) oyun alanına davet ediliyor. Oyun kurma işinde yaratıcı olduğumdan zaar😂 yarım saat süren oyun faslını, piknik saati takip ediyor. Piknikte anne- baba çay yudumlarken Barbaros da çerezini, meyvesini yiyor. O esnada da sohbet ediliyor, geyikler yapılıyor😄 
En zor an, uyku saatini söyleme anı. Zaten yorgunluktan bitap düşen 4 yaş çocuğu, yaşının gerektirdiği şımarmaları, nazlanmaları en çok bu anlarda deniyor. Zor bela ikna edildikten sonra yatağa yatırılan çocuktan 5 dk sonra çıt çıkmıyor. Bayılmış halde uyurken seyretmesi nefis. Çocukluk yorulduğunu anlamadan yaşamak değil mi! Masum suratı öpmeye doyamıyoruz anne- baba ikimiz. Sanırım o anlar bize ayrı bir huzur veriyor..
     

    








23 Eylül 2016 Cuma

Büyüyoruz..

Bu akşam diyor ki benimki, "anne bu akşam bebekkenki gibi yanımda uyusanaaa" sanki büyüyeli yıllar olmuş da anıları canlanmış gözünde, eski günleri anıyor hasbam.. 
Halbuki son bir yıldır neredeyse yattığı sıralarda yatağına oturmamıza bile izin vermez. Isıtıyormuşuz!!!  Soğuk yer arar kendileri uykuya dalana dek yatağın dört bir yanında. Bizim elimiz bile değmesinmiş o yüzden yatağına. 
Hele bakin bu da ispati;)) 
 
 
Ama bugün büyümüşüz de eskiyi özlemişiz ya, kendi yatağı bile değil, anne- baba yatağında birlikte uyuyacakmışız. İtiraz edilir mi şimdi buna. Atladim ben de yatağa. Belli ki özlemiş küçük adam anneyi. Anneyle uyku sohbetini..belki de anne kokusunu, anne sıcaklığını..Uyumamak için bir sorular, bir konular bulmalar falan. Kreşte o şunu yapmış, bu bunu yapmış demeler, arkadaşlarını çekiştirmeler;))   
Tabii gözler ufalmış iyice. Birkaç korsan hikayesinden sonra bizimki kıvrıldı yatağın bir köşesine. Anne doyamadı tabi seyire.. Bak bak nereye.. 
Hey sevgili anne, büyüyor bebeğin, zaman ne hızlı. İlk defa bugün bana şu cümleyi kurdurdu hayat, okuyanlar diyecek kız daha dur erken ama keşke hep çocuk kalsa..Sanki gelecek günlerin tasası sarmış şimdiden beni. En fazla elimi uzatsam sarılmak için..  Derdi arkadaşının oyuncağını paylaşmaması olsa... 
Tamam fazla abarttım, en iyisi gidip bi öpiyim sonra da yanına kıvrılıveriyim...
İyi geceler..

22 Haziran 2016 Çarşamba

Çocuk..

Canımsın çocuk..
Günümün günaydınısın, açan güneşi gibi günüme ışık katansın çocuk..
Her an elimden kayıverecek gibi sımsıkı tutarken uçurumun kenarına sırtım dönük durduğumsun çocuk...
Gülen gözüm, duyan kulağımsın çocuk..
Sen varsan dünya gözüme aydınlık, yokluğun işitmezlikten beter çocuk
Gül bahçesindeki nadide güllerin kokusunu alan burnumdaki hazsın çocuk..
Yüreğimde atan kalbin sesisin çocuk..
O ses olmasa ne yürek kalır ben de ne de beden çocuk...