15 Kasım 2013 Cuma

BEN ÖZGÜRÜM

Barbaros artık özgür:)

Birkaç aydır devam eden yürüme çalışmaları sonunda meyvesini verdi. İki elimizi birden tutmadan yürümeyen oğlum ilk başlarda tek elle yürümeye alıştı. Ardından iki kişi karşılıklı durduğumuzda aramızda gidip gelme çabaları başladı. Çabalar sonuç verdi zamanla mesafeyi arttırdık derken geçtiğimiz hafta sonu özgürlüğünü ilan etti.

Artık canı oyuncaklarla oynamak istemediğinde kendince plan yapıp evin içinde gezinmeye başlıyor. Ya yanında oturacaksınız, onu oyalayacak etkinlikler yapacaksınız ya da gezinmeye başladığı an siz de ayaklanacaksınız. O nu azıcık kendi başına bıraktığınızda aklınızda hemen tehlike senaryoları belirecek. Nereye, neye dokunmasını istemiyorsanız orada beliriverecek. O yüzden bu dönem tehlikenin burnunuzun ucunda olduğu dönem Allah korusun. Tedbir aldıktan sonra sıkıntı yok tabi de anlık ya bu tarz olaylar işte dikkatli olmak lazım.

Yürüme çabalarını desteklerken elini tutup istediğim yöne yönlendirebildiğim minik oğlum özgürlüğüne kavuşunca küçük de olsa bir kişiliği olduğunu vurgularcasına istediklerini ısrarla yaptırma çabasına girdi. Artık özgürüm derken bunun sadece yürüme eylemiyle sınırlı kalacağını düşünmüştüm. Şu an ona istemediği hiç bir şeyi yaptıramıyorum. Bu da gelişiminin bir süreci olsa gerek. Özgür olmak özgüven de kazandırıyor belli ki. Koltuğa destek almadan tırmandığında yüzüme bakan o ukalaca gözlerden bunu anlamalıydım halbuki. Bu da benim dar bakış açımdan işte.. Artık bir yakışıklı delikanlıyla elele tutuşup gezebileceğim. Eşim üstüne alınmasın, onun yeri ayrı :)

10 Kasım 2013 Pazar

' RENKLERİ TANIYALIM ' Etkinliğimiz

Bir yaş dönemi oğlumun hızlı değişimler yaşadığı bir dönem olarak başladı. Yürüme çabaları, özgürleşme, ögürleşememe kaygısı, anneye bağlılıkta sınır tanımama vs derken epeyce yorucu günler geçiriyoruz. Bu kaygıları azaltmak amacıyla etkinliklere de fazlaca yer vermeye başladık. Fark ettim ki onunla daha önce yapmadığı şeyleri yapmaya başladığımda daha sakin bir tavır sergiliyor ve öğrenme çabaları artıyor. Geri dönütleri de daha kısa zamanda alıyorum.

Neyse lafı uzatmadan etkinliğimizi anlatalım o halde:  Gayet basit ve fazla malzeme gerektirmeyen bir etkinlik. Oyuncaklarımızı bir araya topluyoruz. İçlerinden aynı renkte olanları kutu kutu birbirinden ayırıyoruz. Ayakkabı kutularına doldurduk biz. Sonra da onları cezbedici hale getirecek sözlerle başlarına oturuyoruz. Ezgili sesler eşliğinde renklerin isimlerini söylüyoruz. Örneğin bizim sarı kutumuzda sarı araba var, sarı top var, sarı ördek var vs.. gibi cümlelerde sarı rengini sık sık tekrarlıyoruz. Sonra benzer cümleleri diğer renkler için de tekrarlıyoruz. Bu şirin cümleler zaten oğlumu yeterince eğlendiriyor. O kutuları boşaltmak ise ayrı haz veriyor.








Bu etkinliği bu aralar sık sık uyguluyoruz. Her gün uygulamaya gayret ediyoruz.  Renk kavramının oturması için de bir öğrenme panosu hazırladık dedemizle oğluma.  Renkleri oluşturan kartonları farklı biçimlerde keserek dikkat çekmek istedik. Bu şekilde bazen kucakta gezmek istediğinde panonun karşısına geçip renkleri konuşuyoruz.  Öğrenirken değmeyin keyfimize. Hepimiz dört köşeyiz :))

İşte Öğrenme Panomuz: