5 Haziran 2013 Çarşamba

Dedeman Otelin Lobisinde Sallanan Bebek !!

     Haftasonu ailecek biricik dayımızın düğünü için Zonguldak taydık. Hazırlık sürecini bilirsiniz yoğun geçer. Özellikle düğün sahibi aile için. Biz de bu hazırlıklarda yer alırken oğluşumu babannesiyle beraber büyük teyzemizin yanına emanet ettik. Aklımda bizsiz nasıl vakit geçireceği soruları cirit atarken arada telefondan gelen güzel ve olumlu sözlerle ikna oluyordum. Hatta artık bir ara oğlumun büyümüş olduğunu bile düşünmeye başladım. Neyse, düğün günü kuaför işleri, gelin alma töreni vs. derken oğluşla ilk defa uzun süre vakit geçiremedik. Bu uzun aradan sonra artık düğün vaktinin gelmesini, oğluşla salonda buluşmayı istiyorduk ki otelin lobisine adımımızı atar atmaz uzaktan gelen tanıdık bir sesle oğluşumuzla aynı mekanda olduğumuzu farkettik. Uzaktan bize doğru gelirken sanki içini çekiyordu. Yakınlaştıkça gözlerindeki üzüntüyü daha iyi anladık. Ağlamaktan hıçkırır hale gelmişti bizim ufaklık. Karşısında da bizi görünce duyguları hepten yoğunlaştı, kucağıma gelmesiyle kendini geri itmesi bir oldu. Sakin ses tonum, bağrıma basışım pek fayda etmedi. Düğün salonuna bir giriyor bir çıkıyordum. Belki tanıdık yüzler görünce sevinir diye dedesiyle buluşturuyordum, anneannesinin yanına getiriyordum ama nafile. Oğlum çok üzülmüştü. Bu kadar uzun süre ayrı kalmaya tahammül edememişti. Üstüne de kalabalık bir ortama sokulmak iyice sinirlerini bozmuştu.
     Dayının salona girmesiyle başlayan müzik sesi biraz dikkatini dağıttı. Fakat o da çok uzun sürmedi. Bir benim bir babasının kucağında telaşla koridorlarda dolaştı. Derken artık oğlumuzu bu şekilde ağlarken düğün merasimine katılmanın anlamsız olacağını düşünüp onu eve götürmeye niyetlenmişken babaannemizin aklına otel görevlisinden masa örtüsü isteme fikri geldi. Sağ olsunlar çok geçmeden örtüyü temin ettiler. Oğluşu örtüye yatırdığımız gibi iki başından tutup sallamaya başladık. Biliyorsunuz bizim oğul hala sallanmadan uyuyamıyor. Neyse yarım saat sallandıktan sonra örtünün içinde uyuyakaldı. Pusetine yatırdık ve az ilerideki konferans salonunun sessiz ortamına bıraktık. İşte o dakikadan sonra düğüne dahil olabildik. Büyüklerimiz arada nöbetleşe oğluşun başında beklediler. Biz de o sırada eşimle, kardeşimin mutlu gününde yanında olmanın keyfini çıkardık.
      Düğünün bitmesine dakikalar kala fotoğraf çekilme faslı geldiğinde uyuyor da olsa Barbaros un da hatırasının bulunması için pusetiyle salona getirdik.Yolda uyandı, yüzü hala üzgün görünüyordu. Bir kaç fotoğraf karesinde görünmesini sağladık ve oğlumuzun tek mutlu olduğu yer olan evimizin yolunu tuttuk.
     Buradan dayımıza ve güzel eşine de bir ömür mutluluklar...




Hiç yorum yok: