8 kocaman ay geçti gitti, Zaten doğum öncesi dönemden sonra gelişimin en hızlı olduğu dönemi yaşıyoruz. Tabi biz yine buna rağmen şaşırıyoruz. Ne kadar da hızlı boy attı, nasıl da oturmayı becerdi, ayağa da kalktı bak şuna gibi şaşkınlık içeren cümlelerimizi yakınlarımızla paylaşıyoruz normal süreci yaşıyor olmamıza rağmen.
Şahit oluyor olmak sanırım gurur verici. Daha sağa sola dönemezken birden oturmaya başladığını görmek, daha iki gün önce kucaktan inmeyen çocuğun iki gün içinde gözünün emekleme hevesinden dolayı hiçbir şey görmediğini görmek harika bir şey.
Biz bir ay içinde çok şeye şahit olduk.
7. ayda başlayan emekleme hazırlıkları bacakların ve kolların kendilerini hazır hissetmesiyle beraber tamamlandı. Şimdilerde hedefler belirlenip o noktalara hızlı yönelişler başladı. Ellerin, kolların bacaklarla koordinasyonu arttı. Böylece emekleme hızında hissedilir düzeyde bir artış oldu.
Bunun yanında bir yandan da ayağa kalkma girişimlerinde bulunulmaya başlandı. Zaman zaman koltuk minderlerine tırmanmak maksadıyla kollar uzandı. Yeterli enerji bulunuyorsa o anda bünyede İkinci kolla tırmanma desteklendi ve ayağa kalkıldı. Becerilemeyen durumlarda da kızgınlık belirten sesler çokça çıkarılmaya başlandı.
Yemeklerin de çeşitliliği arttı. Artık et ve ürünleri haftanın belli günlerinin rutin yiyecekleri arasına girdi. Katı gıdaları ağızda çiğnendiği öğrenildi bir kaç öğürme deneyiminden sonra. Meyvelerin sebzelerden lezzetli olduğu gıdaların yenmesi sürecinde defalarca tescillendi.
Sokağa çıkmak üzere kullanılan kapının diğerlerinden farklı olduğu gidilen mekanlarda fark edildi. O kapıya yönelirken heyecanlanma, kapıdan çıkanların ardından ağlama belirgin tepkilerden oldu.
Banyonun, suyun keyif verici özelliklerinin olduğu havaların ısınmasıyla beraber iyice zihne yerleşmeye başladı. Çoraplardan çoğu kez kurtulan ayaklar suyla buluşunca duyulan mutluluğun daha sık yaşanması için sulu etkinlik çalışmalarının sayısı arttı.
Hafızanın gelişmesiyle beraber elinden düşen, saklanan objelerin aslında yok olmadıkları, anne ya da bir başkası gözden kaçırsa bile bir yerlerde hep var olduğu sırrı açığa çıktı.
En güzel gelişmeyi sona bıraktım. Anneyle olan bağda diğer ayların neredeyse katı kadar fazla bir artış oldu. Gözler en kalabalık mekanda bile anne kişisini tanır oldu. Ona daha farklı gülümser, herkesten daha çok onu ister oldu.
Şimdilik bunlar oldu ya da annenin aklına gecenin bu saatinde bunlar geldi. Akla gelen yeni şeyler olursa yeni paragraflarla devam edecek..
Etiketler
- 1 yaş etkinlikler (20)
- 2 yaş etkinlikler (19)
- BEBEĞİM BÜYÜRKEN (87)
- EK BESİNLER (10)
- Etkinliklerimiz (42)
- ETKİNLİKLERİMİZ (40)
- HAYATTAN ESİNTİLER (35)
- HOBİLERİM (3)
26 Haziran 2013 Çarşamba
25 Haziran 2013 Salı
Etkinliklere Başlıyoruzzzzzzz
Okulların tatile girmesiyle anne hazırlıklara başladı.
Dönemin sonuna doğru yazılılar okunacak, ödevler notlandırılacak, karne hazırlıkları derken epey yoğun geçiren anne artık oğlunun etkinlikleri için hazırlıklara başlıyor.
Bu haftamızı yapılacak etkinlikleri planlamaya ayırdım. Listemi yaptım.Gerekli materyalleri hazırlıyorum. Önümüzdeki hafta fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimimizi dstekleyecek etkinlikleri uygulayacağız, yeni yeni oyunlar keşfedip oynayacağız.
Sonuçları da blogumuzda paylaşacağız..
Oğluş ve annesini keyifli günler bekliyor..
Şimdilik hoşçakalın..
Dönemin sonuna doğru yazılılar okunacak, ödevler notlandırılacak, karne hazırlıkları derken epey yoğun geçiren anne artık oğlunun etkinlikleri için hazırlıklara başlıyor.
Bu haftamızı yapılacak etkinlikleri planlamaya ayırdım. Listemi yaptım.Gerekli materyalleri hazırlıyorum. Önümüzdeki hafta fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimimizi dstekleyecek etkinlikleri uygulayacağız, yeni yeni oyunlar keşfedip oynayacağız.
Sonuçları da blogumuzda paylaşacağız..
Oğluş ve annesini keyifli günler bekliyor..
Şimdilik hoşçakalın..
19 Haziran 2013 Çarşamba
Mesleğimizi Seçtik :))
Gülüyorum hala :) Bu anneler tuhaf insanlar.. Hamile olduğunu öğrendiği andan beri sanki beynim büyük bir değişime uğradı. Önceleri işti, alışverişti, saçtı, boyaydı, gezmeydi, tatildi vs.. düşünen ben şimdi, Barbaros un yemeği, hareketleri, uykusu, geleceği vs... oldu.
Evet, biraz uzak görünüyor şimdiki zaman için ama oğlumun hangi mesleğe yöneleceği konusunda çok meraklanıyorum. Anne babasına benzeyip memur mu olacak yoksa girişimci özel sektör çalışanı mı. Yoksa kendi işini kurmak isteyecek kadar girişimci mi olacak ya da politikaya girecek kadar siyasete düşkün mü? .... gibi bir çok soruyu bazen eşimle de konuşur dururuz. Öyle kaygılandığımız yok yanlış anlaşılmasın sadece merak tabi ki olan.
Geçenlerde anneanneyle evde otururken bahsi geçince bir uydurma meslek seçme deneyi yapalım dedik. a4 kağıtlarını ikiye bölüp her birine aklımıza gelen meslekleri yazdık. Kağıtları yere yarım halka olacak şekilde dizip tam orta yere de Barbaros u bıraktık. Emekleyerek hangi kağıda gidecek bakalım kısmet dedik. Gerçi seçtiği kağıt bir meslek değil netice de ama tercihini ondan yana kullanabileceği bir alternatif olarak gördüğümden yazdıydım. Neyi mi seçti? Aşağıdaki fotoğraflara bakın :)
Neden benim oğlum da bir Fazıl Say olmasın...
Evet, biraz uzak görünüyor şimdiki zaman için ama oğlumun hangi mesleğe yöneleceği konusunda çok meraklanıyorum. Anne babasına benzeyip memur mu olacak yoksa girişimci özel sektör çalışanı mı. Yoksa kendi işini kurmak isteyecek kadar girişimci mi olacak ya da politikaya girecek kadar siyasete düşkün mü? .... gibi bir çok soruyu bazen eşimle de konuşur dururuz. Öyle kaygılandığımız yok yanlış anlaşılmasın sadece merak tabi ki olan.
Geçenlerde anneanneyle evde otururken bahsi geçince bir uydurma meslek seçme deneyi yapalım dedik. a4 kağıtlarını ikiye bölüp her birine aklımıza gelen meslekleri yazdık. Kağıtları yere yarım halka olacak şekilde dizip tam orta yere de Barbaros u bıraktık. Emekleyerek hangi kağıda gidecek bakalım kısmet dedik. Gerçi seçtiği kağıt bir meslek değil netice de ama tercihini ondan yana kullanabileceği bir alternatif olarak gördüğümden yazdıydım. Neyi mi seçti? Aşağıdaki fotoğraflara bakın :)
Ve İşte Emekliyoruzzzzzzz :))
Önce arkasına destek koymadan oturmayı öğrendi. Ardından oturduğu yerde oynarken etrafındaki her oyuncağına ulaşamadığını gördü. Uzanmak istedi, istedikçe dengesini kaybediyordu. Sonra düşmeden uzanmasını öğrendi. Uzandı yüzüstü durdu, başını kaldırıp incelemeye başladı. Bacaklarını ileri geri oynatabildi. Baktı gereği kadar güçlendiler, bacak kaslarını kullanarak kalçasını havaya kaldırmaya başladı. Dizlerini bükmeden ama. Bükerse düşüyordu o zaman çünkü. Sonra büküldü bacakla. Yere diz çöktü resmen. Eller önde paralel, bacaklar arkada paralel. Hareket etmiyorlardı ama o zaman, yoksa düşüyordu yine yere. Hep kalktı o pozisyona, büktü dizlerini. Güçlendi kollar, bacaklar. Baktı ki olmuyor öyle, e tabi sabit durmaktan sıkıldı, önce elleri oynattı tane tane ileriye doğru. Sonra bacakları oynatmalar başladı. Bir senkronizasyon sorunu oluyordu aralarında, o kaldıydı halledilmesi gereken. O da deneye deneye tamam oldu. Şimdi artık pratik yapma zamanı. Bol bol emekliyor, kendince hedefler belirliyor, uzanıyor, yoruluyor, dinleniyor ama pes etmiyor. Sanırım hedefleri büyük. Önce kendi minik halısıyla başladığı macerasına tüm evin halılarını, koridorlarını dolaşarak devam edecek.
Tabi araya da yürüme denemelerini sığdırıyoruz. İlla ki belli anlarda kollarından tutturup istediği yöne yürüttürüyor kendini. Hadi onu da Ve İşte Yürüyoruz başlığını attığımız gün paylaşalım.
Hoşçakalın..:))
Tabi araya da yürüme denemelerini sığdırıyoruz. İlla ki belli anlarda kollarından tutturup istediği yöne yürüttürüyor kendini. Hadi onu da Ve İşte Yürüyoruz başlığını attığımız gün paylaşalım.
Hoşçakalın..:))
17 Haziran 2013 Pazartesi
Parmak Kuklalarımıza Merhaba Dedik
Marmara Adasında bir senemizi geçirdik eşimle. Gittiğimiz ilk günden ayrıldığımız güne kadar acı tatlı bir çok günü geçirip yaşamı paylaştığımız, beraber gülüp ağladığımız canım arkadaşım Serpil, bal kaymak oğlu Kerem ve iyi kalpli eşi Erdem sizleri özledik.
Bugün Oğlumuzla beraber cici hediyeniz parmak kuklalarımızla tanıştık. Şimdilik yaşımız gereği kuklalarımızın hareketlerine güldük, gıdıklandık, görüntülerine, renklerine şaşırdık, ağzımıza sokup oyalandık.
Nasıl da sevimli kuklalar onlar. Bebeğimizin hem görsel hem işitsel hem de mantıksal zekasının gelişimi için harika birer örnekler her biri.
Bizler de ilerleyen aylarda tatlı Kerem abimiz gibi konuşacağız, oyunlar oynayacağız, isimlerini söyleyip hikayeler uyduracağız inşallah. Güzel hediyeniz için tekrar teşekkürler. Ailecek sevgiler..
15 Haziran 2013 Cumartesi
Bir Çözüm Önerisi Olan????
Barbaros la ilgili doğumundan bu yana halledemediğimiz önemli bir sorunumuz var. Hemen anlatayım, belki bir çözüm bulunur.
Oğlumun bağırsakları dünyaya uyum sağlamakta zorlandığı için gaz problemi yaşadık ilk aylarından itibaren. Gazlı bebeklere sahip olanlar bilir. Bir ağladılar mı susturmak, sakinleştirmek için denemediğiniz yöntem kalmaz. Bizim etkili olan tek yöntemimiz de iki kişinin köşelerinden tuttuğu örtünün içine koyup sallamaktı. Gaz problemimiz neredeyse 6 ay sürdü. Bu 6 ay için de onu sakinleştirip uykuya daldırmak için çaresiz hep salladık. Alışkanlık yapacağını, sonrasında da yaptığını bile bile.. İlk zamanlar hoşumuza da gidiyordu. Örtünün içinden bizlere gülümsemesi, sonraları sallanırken sağa sola dönmek istemesi filan güzeldi. Tabi aylar geçti ve oğlumuz gelişim dönemi gereğince her ay ortalama 500 gr kilo aldığı için zaman ilerledikçe sallamak eğlence olmaktan çok işkence olmaya başladı.
İşkencesini de bir kenara koyuyorum, oğlumuz büyüdükçe bu eğlencesinden alıkoymak da zorlaşmaya başladı.Onusallamadan uykuya dalmasını sallamak için denemediğim yöntem neredeyse kalmadı. Uyku saati geldiğinde banyo yaptırıp karnını güzelce doyuruyorum. Işıkları kapatıp loş ortamı oluşturuyorum. Yeri geliyor ninni söylüyorum. Sırtına masaj yapıyorum. Kitap okuyorum. Bazen yorgun olursa belki daha çabuk uyur diyerek gün boyu hareketli etkinlikler yaptırıyorum. Ama sonuç yaptığım her şeye rağmen olumsuz oluyor. Hareketli bir bebek olduğu için uykusu geldiğinde hareketinin birim zamana düşen miktarı da artıyor. Gaz problemimimiz olduğu zamanlarda yaptığı huysuzca davranışları gaz problemimizden yadigar olduğu için devam ediyor.
Şimdilerde kara kara bu huyundan nasıl vazgeçireceğimi düşünüyorum. Uyku saati geldiğinde yanımda birinin olması için dua ediyorum. Aklımda sürekli bu konu ve çözüm fikirleri. Denemelerimden bir sonuç alamadım şu ana kadar ama pes etmiyorum.
Burada benimle aynı durumda olanlar varsa paylaşımlarını bekliyorum. Hedefim oğluma yaz tatilinde kendi kendine uyuyabileceği alışkanlığı kazandırmak.
Bu fotoğraf oğlumuzun bir aralar uyuduğu kendi eserimiz olan beşiğimiz
Oğlumun bağırsakları dünyaya uyum sağlamakta zorlandığı için gaz problemi yaşadık ilk aylarından itibaren. Gazlı bebeklere sahip olanlar bilir. Bir ağladılar mı susturmak, sakinleştirmek için denemediğiniz yöntem kalmaz. Bizim etkili olan tek yöntemimiz de iki kişinin köşelerinden tuttuğu örtünün içine koyup sallamaktı. Gaz problemimiz neredeyse 6 ay sürdü. Bu 6 ay için de onu sakinleştirip uykuya daldırmak için çaresiz hep salladık. Alışkanlık yapacağını, sonrasında da yaptığını bile bile.. İlk zamanlar hoşumuza da gidiyordu. Örtünün içinden bizlere gülümsemesi, sonraları sallanırken sağa sola dönmek istemesi filan güzeldi. Tabi aylar geçti ve oğlumuz gelişim dönemi gereğince her ay ortalama 500 gr kilo aldığı için zaman ilerledikçe sallamak eğlence olmaktan çok işkence olmaya başladı.
İşkencesini de bir kenara koyuyorum, oğlumuz büyüdükçe bu eğlencesinden alıkoymak da zorlaşmaya başladı.Onusallamadan uykuya dalmasını sallamak için denemediğim yöntem neredeyse kalmadı. Uyku saati geldiğinde banyo yaptırıp karnını güzelce doyuruyorum. Işıkları kapatıp loş ortamı oluşturuyorum. Yeri geliyor ninni söylüyorum. Sırtına masaj yapıyorum. Kitap okuyorum. Bazen yorgun olursa belki daha çabuk uyur diyerek gün boyu hareketli etkinlikler yaptırıyorum. Ama sonuç yaptığım her şeye rağmen olumsuz oluyor. Hareketli bir bebek olduğu için uykusu geldiğinde hareketinin birim zamana düşen miktarı da artıyor. Gaz problemimimiz olduğu zamanlarda yaptığı huysuzca davranışları gaz problemimizden yadigar olduğu için devam ediyor.
Şimdilerde kara kara bu huyundan nasıl vazgeçireceğimi düşünüyorum. Uyku saati geldiğinde yanımda birinin olması için dua ediyorum. Aklımda sürekli bu konu ve çözüm fikirleri. Denemelerimden bir sonuç alamadım şu ana kadar ama pes etmiyorum.
Burada benimle aynı durumda olanlar varsa paylaşımlarını bekliyorum. Hedefim oğluma yaz tatilinde kendi kendine uyuyabileceği alışkanlığı kazandırmak.
Bu fotoğraf oğlumuzun bir aralar uyuduğu kendi eserimiz olan beşiğimiz
11 Haziran 2013 Salı
Annecik Oğluşunu Özledi
İlk defa oğlumdan bu kadar uzun süre ayrı kalıyorum. Sanırım ondan bu duygusallığım. Zorunluluktan ötürü gün boyu ayrı kalacağız ve hatta şu an ayrıyız. 7,5 sylık olana dek en fazla bir kaç saatle sınırlı tuttuğumuz hasretimiz bu kez gün boyu sürecek. Kimilerine göre abartıyorum ama eminim anne olanlar beni çok iyi snlayacaklar. Onunla geçen bir dakikanın bile dünyalara bedel olduğunu söylediğimde bana katılacaklar.
Şimdiden buluşma anımızın heyecanını yaşıyorum. Karşısına çıktığında yüzünde beliren masum, şirin, sevgi dolu gülüşü tahmin ediyorum. Kimsenin doldurmayacağı aramızdaki müthiş bağ Allah ın bir lütfu sanki bana. Sırf bunun için bile ömrüm feda olsun sana. Seni çok seviyorum miniğim, annesinin göz bebeği, bir tanem.
Akşama görüşürüz ...

Akşama görüşürüz ...
8 Haziran 2013 Cumartesi
Aydınlık Bir Gelecek İçin Umutluyum
Bu günlerde gelecekten umutluyum. Bir aralar tarihin tekerrür edeceğine dair düşüncelere kapılmıştım. Kimi teorisyenlerin söylediklerini dikkate alıp gençliğimizin köreltildiğine, fikirlerini açıkça dile getiremeyeceklerine, bireysel çıkarlarından ötesini düşünemez hale geldiklerine kanaat getirmiştim.
Yanılmışım. Bir oh çekiyorum bu günlerde. İyi ki de yanılmışım diye.
Kızıyorum kendime, gençlere, neslime, milletime haksızlık ettim diye. İyi ki de haksız çıktım.
Haberleri izlerken hep bir tedirgindim. Gelecek için aydınlık en ufak bir nokta göremiyorum diye. Şimdi görüyorum ufuktaki ışığı. İçeri süzülmeye başladı bile.
Ülkemin dört bir yanından sesler geliyor. Ayaktayız sesleri. Türk Milletinin sesleri. Gençliğimizin, içinde gençlik ateşiyle yananların, yüreklilerin, inançlıların sesleri. Sağcısıyla solcusuyla kendini Türk bilenlerin sesleri.
Türklüğüne, emanetine sahip çıkanların sesleri. Geleceğin aydınlık olacağının müjdecileri. Seviyorum sizleri. Sizler gibi bir yurt aşkıyla tutuşan herkesi. Ülkesi için çalışan yetişkinleri, ülkesi için okuyan gençleri, ülkesine emek vermiş yaşlıları, gazileri, şehitleri. Geleceğin Türkiye sine evlat yetiştiren anne babaları.
7 Haziran 2013 Cuma
Çocuklarımıza Özel Ev Yapımı Dondurmalar
Hangi çocuk dondurmayı sevmez ki .Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sokaklara dökülen çocuklara özel dondurmalar keşfettim derginin birinde. Hem sağlık hem de hijyen açısından taze dondurmaları tüketerek gelişmeleri için paylaşmak istedim.
Oğluşuma dondurulmamışlarını hazırlıyorum. Çok da pratik ve lezzetli, kendiniz için de :
Buyrun;
ALASKA FRİGO
Malzemeler:
2.5 su bardağı süt
2 yemek kaşığı pirinç unu
1 tatlı kaşığı kakao
1 su bardağı pekmez
1 yemek kaşığı tereyağı
Yapılışı:
Sütü tencereye koyuyoruz. Pirinç unu ve kakaoyu ekleyip muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişiriyoruz.Ocaktan alıp tereyağını ekliyoruz. Ilıyınca pekmezi ilave ediyoruz. Küçük fincanlara veya yumurta kapları gibi küçük kaplara paylaştırıyoruz. Dondurma çubuklarını ortalarına saplayıp buzluğa yerleştiriyoruz. Donunca fıstığa ya da fındık tozuna bulayıp afiyetle yiyoruz.
BALLI KURU MEYVELİ DONDURMA
Malzemeler:
2 su bardağı ılık süt veya ev yapımı yoğurt
2 su bardağı küp şeklinde doğranmış kuru meyve
3-4 yemek kaşığı bal
isteğe bağlı olarak dövülmüş ceviz veya fındık
Yapılışı:
Kuru meyveleri yumuşayıncaya kadar sıcak suda bekletiyoruz. Ilık süt veya süzme yoğurtla karıştırıyoruz. Arzuya göre fındık veya ceviz tozumuzu ekliyoruz. Minik kaplara koyup buzluğa atıyoruz. Kuru meyvelerle süsleyip servis yapıyoruz.
YOĞURTLU MEYVELİ DONDURMA
Malzemeler:
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı doğranmış meyve
3-4 yemek kaşığı bal
Yapılışı:
Yoğurdu bal ile karıştırın. Damak tadınıza göre pekmez de ekleyebilirsiniz. Ufak kaplara önce meyve sonra yoğurdu sonra tekrar meyveyi doldurun. Ardından yine yoğurt koyun. Bu işlemi bardak doluncaya kadar sürdürün. Ortalarına dondurma çubukları batırıp buzluğa koyun. Donunca afiyetle yiyin. Sevdiklerinize ikram edin.
Oğluşuma dondurulmamışlarını hazırlıyorum. Çok da pratik ve lezzetli, kendiniz için de :
Buyrun;
ALASKA FRİGO
Malzemeler:
2.5 su bardağı süt
2 yemek kaşığı pirinç unu
1 tatlı kaşığı kakao
1 su bardağı pekmez
1 yemek kaşığı tereyağı
Yapılışı:
Sütü tencereye koyuyoruz. Pirinç unu ve kakaoyu ekleyip muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişiriyoruz.Ocaktan alıp tereyağını ekliyoruz. Ilıyınca pekmezi ilave ediyoruz. Küçük fincanlara veya yumurta kapları gibi küçük kaplara paylaştırıyoruz. Dondurma çubuklarını ortalarına saplayıp buzluğa yerleştiriyoruz. Donunca fıstığa ya da fındık tozuna bulayıp afiyetle yiyoruz.
BALLI KURU MEYVELİ DONDURMA
Malzemeler:
2 su bardağı ılık süt veya ev yapımı yoğurt
2 su bardağı küp şeklinde doğranmış kuru meyve
3-4 yemek kaşığı bal
isteğe bağlı olarak dövülmüş ceviz veya fındık
Yapılışı:
Kuru meyveleri yumuşayıncaya kadar sıcak suda bekletiyoruz. Ilık süt veya süzme yoğurtla karıştırıyoruz. Arzuya göre fındık veya ceviz tozumuzu ekliyoruz. Minik kaplara koyup buzluğa atıyoruz. Kuru meyvelerle süsleyip servis yapıyoruz.
YOĞURTLU MEYVELİ DONDURMA
Malzemeler:
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı doğranmış meyve
3-4 yemek kaşığı bal
Yapılışı:
Yoğurdu bal ile karıştırın. Damak tadınıza göre pekmez de ekleyebilirsiniz. Ufak kaplara önce meyve sonra yoğurdu sonra tekrar meyveyi doldurun. Ardından yine yoğurt koyun. Bu işlemi bardak doluncaya kadar sürdürün. Ortalarına dondurma çubukları batırıp buzluğa koyun. Donunca afiyetle yiyin. Sevdiklerinize ikram edin.
5 Haziran 2013 Çarşamba
Dedeman Otelin Lobisinde Sallanan Bebek !!
Haftasonu ailecek biricik dayımızın düğünü için Zonguldak taydık. Hazırlık sürecini bilirsiniz yoğun geçer. Özellikle düğün sahibi aile için. Biz de bu hazırlıklarda yer alırken oğluşumu babannesiyle beraber büyük teyzemizin yanına emanet ettik. Aklımda bizsiz nasıl vakit geçireceği soruları cirit atarken arada telefondan gelen güzel ve olumlu sözlerle ikna oluyordum. Hatta artık bir ara oğlumun büyümüş olduğunu bile düşünmeye başladım. Neyse, düğün günü kuaför işleri, gelin alma töreni vs. derken oğluşla ilk defa uzun süre vakit geçiremedik. Bu uzun aradan sonra artık düğün vaktinin gelmesini, oğluşla salonda buluşmayı istiyorduk ki otelin lobisine adımımızı atar atmaz uzaktan gelen tanıdık bir sesle oğluşumuzla aynı mekanda olduğumuzu farkettik. Uzaktan bize doğru gelirken sanki içini çekiyordu. Yakınlaştıkça gözlerindeki üzüntüyü daha iyi anladık. Ağlamaktan hıçkırır hale gelmişti bizim ufaklık. Karşısında da bizi görünce duyguları hepten yoğunlaştı, kucağıma gelmesiyle kendini geri itmesi bir oldu. Sakin ses tonum, bağrıma basışım pek fayda etmedi. Düğün salonuna bir giriyor bir çıkıyordum. Belki tanıdık yüzler görünce sevinir diye dedesiyle buluşturuyordum, anneannesinin yanına getiriyordum ama nafile. Oğlum çok üzülmüştü. Bu kadar uzun süre ayrı kalmaya tahammül edememişti. Üstüne de kalabalık bir ortama sokulmak iyice sinirlerini bozmuştu.
Dayının salona girmesiyle başlayan müzik sesi biraz dikkatini dağıttı. Fakat o da çok uzun sürmedi. Bir benim bir babasının kucağında telaşla koridorlarda dolaştı. Derken artık oğlumuzu bu şekilde ağlarken düğün merasimine katılmanın anlamsız olacağını düşünüp onu eve götürmeye niyetlenmişken babaannemizin aklına otel görevlisinden masa örtüsü isteme fikri geldi. Sağ olsunlar çok geçmeden örtüyü temin ettiler. Oğluşu örtüye yatırdığımız gibi iki başından tutup sallamaya başladık. Biliyorsunuz bizim oğul hala sallanmadan uyuyamıyor. Neyse yarım saat sallandıktan sonra örtünün içinde uyuyakaldı. Pusetine yatırdık ve az ilerideki konferans salonunun sessiz ortamına bıraktık. İşte o dakikadan sonra düğüne dahil olabildik. Büyüklerimiz arada nöbetleşe oğluşun başında beklediler. Biz de o sırada eşimle, kardeşimin mutlu gününde yanında olmanın keyfini çıkardık.
Düğünün bitmesine dakikalar kala fotoğraf çekilme faslı geldiğinde uyuyor da olsa Barbaros un da hatırasının bulunması için pusetiyle salona getirdik.Yolda uyandı, yüzü hala üzgün görünüyordu. Bir kaç fotoğraf karesinde görünmesini sağladık ve oğlumuzun tek mutlu olduğu yer olan evimizin yolunu tuttuk.
Buradan dayımıza ve güzel eşine de bir ömür mutluluklar...
Dayının salona girmesiyle başlayan müzik sesi biraz dikkatini dağıttı. Fakat o da çok uzun sürmedi. Bir benim bir babasının kucağında telaşla koridorlarda dolaştı. Derken artık oğlumuzu bu şekilde ağlarken düğün merasimine katılmanın anlamsız olacağını düşünüp onu eve götürmeye niyetlenmişken babaannemizin aklına otel görevlisinden masa örtüsü isteme fikri geldi. Sağ olsunlar çok geçmeden örtüyü temin ettiler. Oğluşu örtüye yatırdığımız gibi iki başından tutup sallamaya başladık. Biliyorsunuz bizim oğul hala sallanmadan uyuyamıyor. Neyse yarım saat sallandıktan sonra örtünün içinde uyuyakaldı. Pusetine yatırdık ve az ilerideki konferans salonunun sessiz ortamına bıraktık. İşte o dakikadan sonra düğüne dahil olabildik. Büyüklerimiz arada nöbetleşe oğluşun başında beklediler. Biz de o sırada eşimle, kardeşimin mutlu gününde yanında olmanın keyfini çıkardık.
Düğünün bitmesine dakikalar kala fotoğraf çekilme faslı geldiğinde uyuyor da olsa Barbaros un da hatırasının bulunması için pusetiyle salona getirdik.Yolda uyandı, yüzü hala üzgün görünüyordu. Bir kaç fotoğraf karesinde görünmesini sağladık ve oğlumuzun tek mutlu olduğu yer olan evimizin yolunu tuttuk.
Buradan dayımıza ve güzel eşine de bir ömür mutluluklar...
4 Haziran 2013 Salı
2. Yıl Dönümümüz Kutlu Olsun
Bugünkü yazım eşime ithaf olunur:
Beraber geçirdiğimiz iki güzel yılın her dakikasını seninle doyasıya yaşamanın mutluluğunu yaşıyorum. 2 sene önce bugün kalbimiz küt küt atarken aylarca gelmesini beklediğimiz o anı sevdiklerimizle düğünümüzde paylaşmaktaydık. Sahnenin kahramanları olarak mutluluktan uçarken alkışlar eşliğinde imzalarımızı attık, pastamızı kestik, darısı bekarların başına deyip dünya evine girmenin keyfiyle oynadık, dans ettik. Belki de ömrümüzde hiç eğlenmediğimiz kadar çok eğlendik. Bizi bu günlere getiren canımız ailelerimizin uğurlamasıyla kendi sıcak yuvamıza yerleştik. Geçtiğimiz Ekim ayında da biricik oğlumuz Barbaros la beraber mutluluğumuzu katladık. Çekirdek ailemize küçüğümüzü de dahil ettik. Her anıyla, üzüntüsüyle, sevinciyle beraberliğin tadına vardık. Allah ım nasip ederse daha çok uzun yılları beraber geçireceğiz. İçim yaşama sevinciyle dolu.. Sen benim canımsın. Bu anlamlı günün anısına hediye ettiğin güzel çiçeğim de evimize ve benim ruhuma eşsiz doyum kattı.
Çok teşekkürler.. Seni Çok Seviyorum..
Beraber geçirdiğimiz iki güzel yılın her dakikasını seninle doyasıya yaşamanın mutluluğunu yaşıyorum. 2 sene önce bugün kalbimiz küt küt atarken aylarca gelmesini beklediğimiz o anı sevdiklerimizle düğünümüzde paylaşmaktaydık. Sahnenin kahramanları olarak mutluluktan uçarken alkışlar eşliğinde imzalarımızı attık, pastamızı kestik, darısı bekarların başına deyip dünya evine girmenin keyfiyle oynadık, dans ettik. Belki de ömrümüzde hiç eğlenmediğimiz kadar çok eğlendik. Bizi bu günlere getiren canımız ailelerimizin uğurlamasıyla kendi sıcak yuvamıza yerleştik. Geçtiğimiz Ekim ayında da biricik oğlumuz Barbaros la beraber mutluluğumuzu katladık. Çekirdek ailemize küçüğümüzü de dahil ettik. Her anıyla, üzüntüsüyle, sevinciyle beraberliğin tadına vardık. Allah ım nasip ederse daha çok uzun yılları beraber geçireceğiz. İçim yaşama sevinciyle dolu.. Sen benim canımsın. Bu anlamlı günün anısına hediye ettiğin güzel çiçeğim de evimize ve benim ruhuma eşsiz doyum kattı.
Çok teşekkürler.. Seni Çok Seviyorum..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)