Bir Maşallah ı eksik etmeyelim dostlar..
Babacığımız işlerinden dolayı bizlerden uzakta olduğu için yaklaşık iki haftadır anneanne ve dedemizin evinde Zonguldak tayız Barbaros la. Her dakikası dolu dolu geçen bir süreçti geçirdiğimiz bu iki hafta. Sabah kalkmalarımız olsun, mama yeme seanslarımız olsun, gün içi aktivitelerimiz olsun, uyku seanslarımız olsun dolu dolu turşucuktu her gün.
Bu doluluktan en çok memnuniyet duyan kişi de evin en yenisi, en sevileni, en birtanesi Barbaros oldu tabi ki. Sabahın 6 sında açtığı anda gözlerini üç kişilik bir karşılama komitesi karşılıyordu odasının kapısında. Uyanmak demek oyun demek olduğu için uykuyu hiçe saymaya başlamıştı ilk günlerde. Dedemizin ve anneannemizin fışkıran sevgisine karşılık o da türlü türlü marifetler sergiledi her gün. Bir gün bakıyorsun kendince komiklikler yapıyor, bir gün bakıyorsun ağzından heceler dökülüyor. Ba baba ba ile yaptığı açılışın ardından De de dedede de gelince evin reisi dede tabi ki mest oluyor. Torun ne isterse o yapılıyor.
Bebeklere 'bebek' kelimesini kullanırken 'bebektir' deyip geçmemeli. İstekleri oluyor türlü türlü. Kendi evimizdeyken sokak nedir bilmeyen çocuğum burada sokaktan içeri girmez oldu. Balkonla avutamıyoruz yani o kadar, düşünün. Her sabah kahvaltı sonrası bir tur, Öğlen yemeği sonrası bir tur, akşam üzeri bir tur, olmadı azıcık keyifsizdi bir tur derken saate döktüğümüzde neredeyse aydınlık saatlerimizin yarısını sokakta geçirdik. O kadar da cin fikirli ki bizimkisi, kim sokağa daha çok götürüyorsa ona daha yakın davranıyor. Dedesi de bu işi ehlince yaptığından onun paçasını bırakmıyor. Hatta bu saatte bu yazıyı yazdığım sıralarda da beraber dışarıdalar, pide almaya gittiler.
Evde geçirdiğimiz vakitlerde de kendi oyuncakları artık gözümüze görünmüyor. Anneannemizin mutfak malzemeleri; kaşıklar, boş pet şişeler, ayna, mandal sepeti, yoğurt kabı gibi çeşit çeşit oyuncaklarımız var. Tabi onlar da ancak bir süre oturur konumda tutuyor bizimkini. Kalan vakitlerimizi salon senin mutfak benim, yatak odası senin, banyo benim, oda oda gezerek geçiriyoruz. Sanırım yürümek O nun için şuan memleket meselesi gibi bir hal aldı. Bacak kaslarını güçlendireceğim diye milli atletler kadar antrenman yapıyor her gün yılmadan.
İlk zamanlar dişlerden dolayı kapalı olan iştahımız da burada geçirdiğimiz zaman dilimi içinde çeşitli etkinlikler sayesinde sıkıntı olmaktan çıktı. Önlüğünü taktığımız an mızmızlanmaya başlayan oğluşu hemen kapının önüne çıkarıyoruz ve sanki ağzına tıpa takmışız gibi ağlamayı kesiyor. Apartmanın kapısına kadar adım adım merdivenleri inerken o dışarı çıkacak olmanın heyecanıyla ağzını açtığının farkına varmıyor, bizler de açık olan ağzı yararlı besinlerde doldurmanın keyfini yaşıyoruz. Yemek bitince de bir 15 dk sokakta komşu teyzeleriyle, amcalarıyla ve onların torunlarıyla vakit geçiriyoruz. Eve şen bir şekilde giriyoruz.
Uyku düzenimiz de sallama olayını bitireli gayet normal seyrediyor. Uykusu geldiği vakit gözler ellerle yoğrulunca anlıyoruz ki yatak özlenmiş. Bazen salıncakta sallanmak bazen de direkt yatağa yerleşmek istiyor bizimki. O ne derse o olur tabi ki, paşanın isteğine göre adım atıp ortalama 1,5 saat süren uyku aramızı yaşıyoruz. O arada da pestili çıkan bizler istirahat ediyor olmanın tadını çıkarıyoruz. Bu sırada da yine dilimizde oğluş var tabi. Dilden hiç düşmüyor ki, popülaritesi tavanlarda. Torun sevgisinin bir başka boyutta yaşanan bir sevgi olduğuna da şahit olmuş oluyoruz. O konuyu bilahare anlatacağım inşallah.
Boş kalınca dilim düştü, yazdıkça yazdım. Bu yazıyı okuyacak olan anneannemiz yarın biz evimize döndüğümüzde duygulanacak, ağlayacak oğluşum gitti diyerek. Ben de kendisine hep diyorum ama buradan da diyeyim madem, özledikçe atlayın gelin sevin yavrucağımı. Ha gelemediniz mi atla gel deyin. Ben bir yolunu bulur atlar gelirim. Sizleri çok seviyorum. Varlığınız arkamda kocaman bir kale gibi dimdik destek oluyor bana her zaman. Allah sizlere sağlık versin. Tekrar görüşene dek birlikte geçirdiğimiz güzel anların hatıraları pc ekranlarından özleminizi azıcık olsa da dindirsin. Buyrun;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder