Şimdi artık yalnızca öğrenci değiller gözümde. Derse girdiğimde amacım hemen derse başlayıp konuyu yıllık plan ne diyorsa ona uygun olarak zamanında işleyip bitirebilmek olmuyor. Önce şöyle bir bakıyorum sınıfımın ruh hali nasıl. Dersimi dinleyecek enerjiye sahipler mi? Değillerse neden değiller? Derse hazır hale gelebilmeleri için neler yapabilirim? Hangi komik fıkrayı anlatsam, hangi öğrencime ufak bir iki espri yapsam da çoğunun yüzüne tebessüm gelse. Kafamda çeşitli alternatifler üretiyorum her farklı sınıfa girdiğimde. Her sınıf farklı olduğu gibi her çocuk da farklı. Biri A yı isterken diğeri B olsun istiyor. Hepsini ortak amaç çerçevesinde buluşturmak da zor.
Bazen ders bile anlatmıyorum an uygun değilse. Anlıyorum ki anlatsam da fayda etmeyecek. Birkaç kişi hariç çoğu boş gözlerle bakacak. Sohbete başlıyorum. Oradan buradan ne varsa. En çok onların sevdiği şeylerden. Futbol da oluyor konumuz, Justin Bieber de:) Ne varsa gündem de işte. Böyle olunca o kadar çok şey buluyorlar ki konuşacak, hepsinin dikkati bana odaklanıyor. Enerjileri artıyor. Bakıyorum ki gözler çakmak çakmak olmuş, alttan alttan derse başlıyorum. Çok da eğleniyorlar böyle olunca. Arada espri arada matematik. Nasıl da alakalılar birbirleriyle değil mi :) (Tıpkı kendi bebeğimi keyiflendirmek için yaptığım gibi, önce elimde sevdiği oyuncaklar sonra da pek sevmediği mama. Farkında olmadan neşelenince mamayı midesine indiriyoruz. )
O gün ödevler yapılmamışsa neden yapılmamış? Tembellik mi etmiş, yoksa ödev zor mu gelmiş? Yoksa evde ödev yapacak ortam mı bulamamış vs... o kadar çok soruyla cebelleşiyorum ki, sorularıma cevap bulmadan yargılamıyorum hiçbirini. Nasihat etmek yerine deneyimlerimi paylaşıyorum. Sınıfın ortasında kızmak yerine tenefüste kenara çekiyorum. Ders sırasında ilgisiz kalanlara, dersimi dikkatle dinlemeyenlere de hemen tepki vermiyorum. Acaba neden böyle bu çocuk, neden ilgisiz, derse karşı mı bana karşı mı bu hareketleri diye sorgulamadan geçmiyorum hiç bir anı. Çünkü biliyorum. O da bir annenin evladı. Benim ağzımdan çıkacak her bir sözün onda etki bırakacağı kesin. Nasıl kendi oğluma minicik olmasına rağmen kaşlarımı çatarken bile dikkat ediyorsam o çocuk da her hareketimden bir çıkarım yapacak ve bu onun bana karşı, o derse karşı ya da tüm derslere karşı ilgisini etkileyecek.
Hangi anne çocuğunun bir başkası tarafından incitilmesine göz yumar ki, üzülmez ki. O çocuk için kim bilir ne hayaller kuruyorlar evde ailecek. Bu hayallerin gerçekleşmesine farkında olmadan bile olsa engel olmak bir anne olarak üzer beni en çok.
Anne olmak sanırım biraz da çok ince eleyip çok sık dokumak demek oldu benim için. Detayları asla atlamamak oldu her yerde. İyi mi oldu bilmiyorum benim için, ha şu yönden iyi oldu, zihnim sürekli uyanık, bu da beni dinç tutuyor. Hayatımı olumsuz etkileyen bir yanı da yok.
Çok yazdım yine. Hadi bitirelim artık. Güzel bir iç dökmenin ardından ne diyoruz, çok şükür Yarabbim sana..