28 Haziran 2015 Pazar

Bloklarla Çeşitli Oyunlar

Blokları alalı çok zaman olmuştu, Barbaros un pek ilgisini çekmemişti kamyonuna yük olarak kullanmak dışında. Okul da tatil olunca bizim etkinlikler de başlayınca tekrar ortaya çıkarayım dedim, baktım ki ilgi görüyor, bu birkaç gün ev eğlencemiz olsun der devam ederiz. 

Bu bloklarla kule yapmak ve onları devirmek oyunlarımızdan ilki. Devirirken kahkahalar havada uçuşuyor:) 
Bir inşaatçı gibi dikiyoruz gökdelenlerimizi. Her seferinde de değişik mimaride eserler çıkarıyoruz ortaya;)





Renklerine göre sıralarken sayıyoruz elimizdekileri..


Öğlen bu etkinlik bize yetti. Gökyüzünde beliren güneşi de farkedince dışarıda bizi bekleyen parklarda oynamak gerek deyip fırlıyoruz ailecek dışarı. 
Taa ki akşam olup da güneş batıncaya kadar. Oğluş eve girdiği gibi arabalarını özlemiş olsa gerek hemen başlıyor annnn annn deyip oynamaya. Tabi bu da bir yarım saat eğlendiriyor onu. Sonra yine anneye iş düşüyor bu minik afacanın bitmeyen enerjisine ayak uydurmak. O an akılda varsa bir plan yapılıyor. Yoksa da uyduruluyor eldeki malzemelerle ilgi çekecek bir iki oyun. 
Bugün bloglarda kaldıydı aklım zaten. Etkinliğe yine onlarla devam diyerek "resim yapalım" fikrini atıyorum heyecanla. Kabul görüyor çok şükür. Arada çizip boyuyorum kağıtları ve işte aşağıdakiler çıkıyor ortaya;)














19 Haziran 2015 Cuma

Geldi Bahar Ayları

Güneşli ve sıcak günleri geldiginden beri bizi evde tutana aşk olsun diyerek birlikte geçirdiğimiz vakitleri dışarıda değerlendiriyoruz. Bol gezmeli, parklarda atlamalı, zıplamalı, koşturmacalı, kirlenmeceli etkinlikler yapıyoruz. Kamyon, kürek, kepçe ve tırmığımız her daim arabamızın bagajında hazır bulunuyor, bizler de belirlediğimiz parkların kum, toprak, taş içeren kısımlarına gidip toza toprağa bulanıyoruz. Bunu yaparken gözümüz hiç kimseyi görmüyor. Konsantrasyon üst seviyede meşgul oluyoruz. Sıkıldık mıydı kaydıraklar, salıncaklar mola yerimiz oluyor. Sonra da topluyoruz pılı pırtımızı eve doğru yol alıyoruz. Adres belli, plan belli. Eve girdiğimiz an anne banyoyu hazırlarken oğluş da kıyafetlerini çıkarma telaşına giriyor. Şimdilerde pantolon, tişört ve çorap çıkarma işini gayet başarılı yapıyoruz. Atletimizi de zorlasak çıkarıyoruz fakat kızıyoruz çabalarken. O yüzden o anlarda imdada anne yetişiveriyor. 
Sonra da mis gibi şampuanlar, köpüklerle banyomuzu tamamlıyoruz. Saat de epey geç oluyor biz bütün bunları yaparken. Bir yarım saatlik kitap okuma saatimiz var. Onu yapmazsak uyumuyoruz. Ardından göz kapaklarımız yarıya düşünce uyku perilerine yenik düşüveriyoruz. Bir koca günü mutlu bir şekilde tamamlıyoruz. 

2 Haziran 2015 Salı

"TALİ" Yeni Arkadaşımız

Bizim bu aralar kahramanımız ve en yakın arkadaşımız Tali. Kendisi 5 yaşında bir tavşan. İnternette biraz araştırma yaparak bulduğum, Nesil Yayınlarına ait 10 farklı kitap içeren bir set. Öykülerle Davranış Eğitim Seti olarak geçiyor adı. Her biri farklı davranış örnekleriyle dolu 10 kitap diyebilirim. Dil ve anlatımın sadeliği olsun, resimlerin hikayeleri belirgin bir şekilde desteklemesi olsun, sayfa kalitesi olsun, hepsi benden tam puan aldı. Benden çok puanı da Barbaros tan aldı. Genellikle her akşam birkaç Tali öyküsü okumadan uyumuyoruz. Hikayeleri gün içinde soru-cevap şeklinde konuşuyoruz bile. 
Hem kitap okumanın zevk veren bir iş olduğunu gösteren hem de eğitici öykülerle davranış eğitimi veren bu seti 2 yaş ve üzeri çocukların edinmesi gayet uygun. 
Çocuğuna kitap arayanlara öncelikli klarak tavsiye ediyorum. 
İşte setimizin eğlenceli öyküleri;



2,5 Yaş Annenin Sabrının Denendiği Yaş

Bu ara çocuk büyütmenin belki de doğumdan bu yana en zor olduğu dönemlerden birini yaşıyoruz. Belki eskisi gibi gaz sıkıntımız yok, uykusuzluk çekmiyoruz ama kişiliğini oturtma çabasında olan küçük bireyimizle inanılmaz bir mücadelenin içerisinde bulunuyoruz. Gün geliyor inatlaşmasıyla savaşıyoruz gün geliyor sebepsiz yere başlayan ağlama krizlerine engel olamıyoruz. Ben de varım diyen küçük adamımızın isteklerine cevap verip vermemek konusunda müthiş ikilemde kalıyoruz. Öyle ki bardaktan boşanırcasına yağan yağmura rağmen dışarı çıkmak isteyen küçük adama, bunun imkansız olduğunu anlatmak belki de imkansız oluyor. Aynı ana fikri farklı cümlelerle usanmadan sabırla anlatmak zorunda olan 2,5 yıllık annenin sabır taşını çatlatma noktasına getirebilen bir 2,5 yaş çocuğu oluyor. 
Gün boyu yemek yemeyen çocuğuna sevdiği türlü türlü yemekleri yapıp önüne koyan anneye " yemiycem" cevabının verilmesi, yemeği hazırlamak için geçen saatler bir yana dursun o incecik bedenin yine aç gezecek olmasının verdiği iç acıtan huzursuzluk yine bir sabır taşını çatlatabilme gücünde olabiliyor.
İsteklerinin karşılanmasını zorunlu kılan çocuk beynine bunun her zaman mümkün olmayacağını öğretebilmek, bir ilkokul öğrencisine integral anlatmak kadar zor geliyor. 
Çalışan annesinin sabahları evden çıkarken kıyafetlerine yapışmak ve sinirlenerek nereden öğrendiğini kestiremediğiniz kafa atma, tokat atma gibi hırs barındıran eylemlerine anlayışla karşılık verebilmek de yine büyük sabır ve özveri istiyor. 
Çocuk işte deyip de geçmek asla olmuyor. İsteklerinin altında yatan nedeni anlamak gerekiyor. Üzmeden ikna edebilecek sabrı göstermek gerekiyor. Sesini yükseltmeden, kelimeleri itinayla seçerek konuşmak gerekiyor. Birlikte geçirilen vakti doyasıya verim alarak, hasreti gidermeye yönelik olarak sarılarak, koklaşarak geçirmek gerekiyor. 
Tüm bunları başarabilen anneler de büyük mücadelenin galibi olarak sendromlu süreci atlatan çocuğuyla sonraki dönemlerinde içten paylaşımlar yapabilen, engellenme karşısında sabredebilen, hırslanıp kolay öfkelenmeyen, anlayışlı çocuğuyla mutlu mesut yaşıyor ve kendisiyle gurur duyuyor.