24 Aralık 2014 Çarşamba

Kış Temamız Evalardan

Oğlumun bol yapıştırmacalı etkinliği bu. Mevsimlerden kışı öğreniyoruz bu ara. Havaların soğuk olması, her istediğimizde dışarı çıkamıyor oluşumuz ve dolabımızdaki kıyafetlerden kısa kollu tişört veya şortlarımızı giyemiyor oluşumuz kış mevsimini az buçuk özetliyor aslında. Mevsimin genel figürü kardan adamı da işin içine katarak dökülen yaprakların yanına bir kardan adam yaparak kışı özetledik. Bunun için evalardan faydalandık. 
Öncesinde yapıştırmalı evalara şekiller çizip kestim. Oğluşu da yanıma çağırıp çılgınca yapıştırmaları uygun yerlere yapıştırması için teşvik ettim. Sonuç yine başarılı. Verimli geçen bir yarım saat. Tadından yenmez yani.
Hatta ilk manzara bizi kesmedi bir de arkasından oğluşun istediği kamyonu ve çam ağacını yaptık. Sonra da eserlerimizi sanat duvarımıza astık. Harika oldu.

İşte bakın ,









20 Aralık 2014 Cumartesi

Eşleştirme Etkinliklerimiz




Her gün muhakkak bir iki tanesini oynadığımız eşleştirme etkinliklerimiz oldukça eğlenceli.

İlki yukarıdaki gibi annenin renkli kartonlara çizip kestiği şekiller ve bu şekillerin gölgelerinin eşleştirilmesi. 
Barbaros severek yaptı bu eşleştirmeleri. Tek sıkıntım şekilleri kartondan kesmiş olmamdı. Daha sert şekiller, minik ellerinin hakim olması açısından daha elverişli. 





Magnetli sayıları eşleştirmece. Bu da annenin mutfakta iş yaptığı sırada oğlunu meşgul etmek aynı zamanda da hem eşleştirme hem de sayıların sesleriyle görsellerini aynı anda öğrenmesi açısından zengin bir etkinlik.





Bu da Meraklı Mİnik dergisinden çıkan sevimli kartlar;) Hayvanlar ve yavrularından oluşan bir serimiz ve şirin hayvanlardan oluşan diğer serimiz.
Bu oyunu oynamaya da bayılıyoruz..

Bu oyunlara ek olarak çorap eşleştirme, oyuncak arabalarımızı renklerine göre ikili gruplama, legoları büyüklüklerine, renklerine göre gruplama gibi gün içinde aklımıza geldikçe çeşitli oyunlar oynuyoruz. 
Oynamak isteyenlere tavsiye olunur.







14 Aralık 2014 Pazar

Sünger ile Boyama-Boyalanmaca

Akşamları etkinlik yapmıyorsam eğer Barbaros la küçüklü büyüklü her çeşit arabalarıyla oynarken ona eşlik etmeden akşamı tamamlayamıyorum. Hal böyle olunca etkinlik yapmak daha cazip geliyor. 
Bu etkinliğimizde benim hobi saatlerimde seramiklerimi, camlarımı boyamak için aldığım süngerleri diğer adıyla ponchları kullandık. Parmak boyalardan kaselere ikişer çay kaşığı kadar döktüm ve bir kadar da su dökerek boyayı çoğalttım.4 renk parmak boyası ve a4 kağıtlarıyla boyamalara başladık.

Süngerlerle boyamak fırça ile yapılan boyamadan daha eğlenceli geldi Barbaros'a. Kağıtlarımız karalandıkça yenisini boyadık.




Ellerimiz boyalandıkça keyfimiz arttı. İşi gırgır, şamataya vurduk. Süngerleri bırakıp ellerimizle boyamaya başladık.



Son olarak da kağıdımıza ellerimizin baskısını yaptık ve temizlenmek üzere doğruca banyonun yolunu tuttuk.








7 Aralık 2014 Pazar

İpten Yürümece

Bu akşamki etkinliğimiz bol koşuşturmacalıydı. Oğlum şu an yorgun düştü, uyuyakaldı yatağında. Gece 11 den önce uyumayan bir çocuk için düşünün artık ne kadar dolu dolu bir gün geçirmiş kuzum. 

Neyse fazla uzatmadan etkinliğimize dönelim. 
Gerekli malzeme yalnızca renkli bantlar. Bir de o bantları yapıştıracak müsait bir alan. 
Biz evimizdeki koridoru tamamen boşalttık. Bir parkur oluşturacak biçimde bantları yapıştırdık. Sonra da haydi bre diyerek başladık oyuna. 


İplerin üzerinden yürümece oyunu dedik oyunumuza ve başladık arka arkaya bantların üzerinden yürümeye. Arada çarpıştık, tuhaf sesler çıkartarak gülüştük. 
Ta ki anne yorulana kadar devam ettik. 
Ardından yine aynı çizgiler üzerinde arabalarımızı sürdük. Arada babamız da etkinliğimize katıldı.
Oyunumuz Barbaros yoruluncaya ve terleyinceye kadar devam etti. Oyundan kopmak istemeyen oğlumu banyo yapmaca sürpriziyle ikna edebildim. 





Banyodan sonra da iyice mayıştı güzel kuzum. Şimdi de o mis gibi kokusuyla yanı başımda uyuyor.

Bu oyun enerjisi bitmek bilmeyen çocuklar için özellikle tavsiye edilir. Hem eğlenceli hem de dikkat ve konsantrasyon gerektirdiği için bence eğitici.

3 Aralık 2014 Çarşamba

HAYIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIR


2 Yaş Sendromunun anahtar kelimesi: HAYIRRRRRRRRRR


Barbaros yemek yer misin? Hayıııırrr

Barbaros su içer misin ?  Hayıııırrr

Barbaros uyumak ister misin? Hayııırr

Barbaros parka gidelim mi? Hayıırr

Barbaros çikolata yer misin? Hayıır

Barbaros dede gelsin mi ?  Hayııırrr

Barbaros arabalarınla oynayalım mı?  Hayırrrr

Barbaros kitap okumaya ne dersin ?   Hayırrrrr

Barbaros resim yapalım mı? Hayırrr

Ne derseniz diyin, sorunuz evet ya da hayır cevabı verilecek bir soruysa cevabı bellidir. Yukarıda yazdıklarımın çoğunu aslında eğlenceli bir şekilde yapmayı ya da yaptırmayı seviyor fakat 2 yaş döneminin sendromlu dönemine girdiğimizin işareti bu sanırım hep bir inatlaşma ve galip gelme hırsı var küçük beyimizde.
Onun mantıklı bulmadığı hiç bir şey gerçekleşemiyor.
İstemiyorsa ağzına lokma atamıyoruz, kıyafetlerini giydiremiyoruz, altını değiştiremiyoruz, uyutamıyoruz, öpemiyoruz.
Bizden bir şey istediğinde mümkün olduğu kadar kısa zamanda yerine getirmeye çalışıyoruz. Çünkü beyimiz istediği olmadığında çok çabuk sinirleniyor. Sinirlenince de elleri boş durmuyor. Ya elinde bir şey varsa fırlatıveriyor ya da tırnaklarıyla yüzümüzü, kollarımızı çizmeye çalışıyor. Anne- baba olarak eşim ve ben karşısında el pençe divan duruyormuş gibiyiz:))
Aman minik beyimiz mutlu olsun da. Bu şekilde davranmamız onu uysallaştırıyor. Hayır cevabını kabullendiğimizde kendisiyle sanırım gurur bile duyuyor. Bu da kendisinin birey olarak aramızda var olduğunu hissetmesini sağlıyor sanırım.
Çok ısrarcı olduğu fakat gerçekleşmesi imkansız olan durumlarda ise dikkatini başka yöne çevirmeye çalışıyoruz. O arada zaten ne istiyorsa unutuveriyor. Problem de kalmıyor.
Bazen öyle anlar geliyor ki sabrımız taştı taşacak derken bu dönemin geçici olduğunu da eşimle birbirimize sık sık hatırlatıyoruz.
Hem ne kaldı ki değil mi 3 yaşına girmemize.
Kitaplardan okuyup da ümitlendiğim kadarıyla zaten bu dönem geçince çocuklarımızı tahmin etmeyeceğimiz kadar sakinleşmiş ve kendisine hakim olan, ılımlı çocuklar olarak görecekmişiz.
Eeee inşallah hadi hayırlısı diyelim ve noktalayalım  :)


Bu fotoğraf karesinde de bol hayırrrr lı bir günün içinden..
Sahilde yürüyüş sonrası eve dönmek için ikna edemediğimiz oğlumuzu oracıkta bırakıp uzaklaştık, saklandık. Aradan geçen 3dk, 5dk, 10 dk boyunca bizi atamadan civarda turladı. Sonunda kendisine küçük bir arkadaş kedi buldu. Kedinin kendisine fazla yaklaştığını farkedince bizden ayrıldığı yere dönüp, bize seslenmeye karar verdi.






1 Aralık 2014 Pazartesi

Legolarla Renkleri Eşleştirmece








Evet yine en sevdiğimiz boyalarımızla dün akşamı değerlendirdik. Etkinliğe karar verdiğimiz an Barbaros hemen odasının belirli  yerlerinden boyalarını çıkartır. Masasına dizer ve benim kağıt getirmemi bekler. 
Bu aralar boyaların türlerini de öğrenmiş olduğundan özel olarak keçeli mi pastel mi yoksa sulu boya mı olacak, kendisi karar veriyor. Sonra da başlıyoruz karalamalara. 
O sanatını icra ederken anne de boş durmuyor. A4 kağıdına legoların iki boyutlu görünümlerini çiziyor. Rengarenk boyuyor onları legolarla uyumlu olacak şekilde. Oğluşun boya yapmaktan sıkıldığı an yeni bir etkinlik müjdesiyle çağırıyor tekrardan masaya ve başlıyor oyunu heyecanla anlatmaya. Annenin heyecanına baba da ortak olunca oğluş hevesle renklerin üzerine aynı renkteki legoları yerleştirmeye başlıyor. Bu oyun 3 kez tekrarlanıyor. Sonuç başarılı. El göz koordinasyonu kurulabiliyor, renklerin isimleri artık öğrenilmiş. Bir 45 dk da böyle ailecek eğlenceli bir şekilde değerlendirilmiş oluyor.


21 Kasım 2014 Cuma

Barbaros Saklaniyor;))

Barbaros un severek oynadiğı oyunlardan biri da saklambaç. Şu sıralar en çok ebe olmayı seviyor olsa da birkaç hafta öncesine kadar saklanmak daha cazip geliyordu. Bazen saklanmak sadece gözleri gizlemekle yeterli görünse de bayağı iyi becermeye başladı gün geçtikçe. Bizlerden tüyolar aldıkça da evin kör noktalarını da tespit etmeye başladı. Bizim cüssemizin sığmadığı, onun da girmeyi akıl edemeyeceğini düşündüğümüz daracık alanlara gizlendiğinde bulmamız birazcık zaman bile alıyor denilebilir:)
Hele bir de ebe olduğunda gözlerini duvara dayayıp 1 den 10 a kadar sayması yok mu;)) 1, 3, 4, 8 ve bittiiiiiiii:)

Aşağıdaki fotoğraflar da oyun anlarımızdan hoşuma giden kareler...























14 Kasım 2014 Cuma

Rulolarla Boyama Çalışması

Barbaros boyama yapmayı çok seviyor. Hangi tür boyalarla olsun, önündeki kağıtları karalamak, ellerini kollarını boya yapmak çok hoşuna gidiyor. Biz de ailecek boyaları kullanabileceğimiz etkinliklere öncelik veriyoruz. 
Bugünkü etkinliğimiz tuvalet kağıdı rulolarını kullanarak kağıt üzerine halkalar çıkartmak. Bu etkinlik için birkaç rulo, çeşitli renklerde parmak boyalar ve beyaz kağıt gerekli. 
Boyaları geniş bir tabla üzerine dökün ki ruloları bulamak kolay olsun. Sonra da sanat eserlerinizi oluşturmaya başlayın, inanılmaz zevkli bir oyun. 
Bizim oyunumuz başlarda bir 10 dakika kadar kağıtlarımızı karalamakla geçti. Sonra ellerimiz, kollarımız kirlenince ruloları bırakıp ellerimizle karalamalar yapmaya başladık. Oyunumuz nerede sona erdi tahmin edin;) Elbette ki banyoda. Temizlenmek de kirlenmek kadar eğlenceli biliyorsunuz bizim için. Bir 45 dakikayı böyle keyifle geçirdik ana-oğul.  Banyodan çıktıktan sonra mis kokusunu koklatmak için babasının yanına gidince biraz da orada baba-oğul oynadılar. Anne de onlar şakalaştıkça anı ölümsüzleştirmek için selfie çekinme fikrini attı, ortaya harika görüntüler çıktı. Sonra da oğul hopp yatağa ve uyumaya koştu. Resimlerimiz de o sırada peteklerin üzerinde kurudu. Anne de oğluşun, sanat eserlerini sabah uyandığı anda görmesi için odasının bulunduğu koridora astı. O duvar artık anne-oğulun sanat duvarı oldu. 

O mışıl mışıl uyurken anne şu an yeni etkinlikler bulmak için nette vakit geçiriyor. Bir yandan da bloğuna paylaşım yapıyor;))


Güzel anlardan kareleri toplu olarak aşağı sıralıyorum,

















Huzur dolu geceler, gündüzler diliyorum...






 

13 Kasım 2014 Perşembe

At Yapıştır

Bugünkü etkinliğimizde çok eğlendik. Oğluşla eğlenceli zaman geçirebilmek adına yaptığımız etkinliklerimiz içinde en güldüğümüz bu oyun oldu sanırım. 
Çok da basit bir etkinlikti. Yani hazırlaması da kolaydı. Hazırlık aşamasını da beraber yaptık Barbaros'la. Neler mi yaptık..

Oyun için gerekenler bir adet koli bandı ve işe yaramayan kağıt parçaları.
Koli bandını kapı boşluğunun her iki yanına yapıştırıyoruz. Tabi ufaklığın boyları civarındaki yüksekliklere yapıştırıyoruz.  Hep aynı yönde yapıştırıyoruz ki aksi yönü oyun içinde kullanabilelim. 
Kağıt parçalarını da yumuşturuyoruz gelişigüzel. Sonra da başlıyoruz kağıtları bantlara doğru atmaya. Onlar yapışıp kaldıkça hevesleniyoruz. Daha çok parçayı yapıştırmak için hırslanıyoruz. Yapıştırdıkça havada asılı gibi duran kağıtlara gülüyoruz kahkahalar atarak. Yere düşen kağıtları da yarışarak topluyoruz. O anda da bir telaş bir şamata. Değmeyin keyfimize. 
 

İşte o anlardan kareler,

Ne yapacağımızı bilmeden yanında kağıt sepetiyle annenin bantları yapıştırmasını seyrederken


Annenin birkaç atışından sonra gaza gelince





Bu kareler de atarak yapıştıramadığı kağıtları açıp elleriyle özenle yapıştırırken

   


27 Ekim 2014 Pazartesi

Haftasonu Kaçamağı

Bu hafta sonu Ankara daydık eşimle birlikte. Canımız oğlumuzu babaanne ve dedeye emanet ederek düştük yollara. Oğlumuz doğduğundan beri ilk defa 2 gün de olsa geceyi ayrı geçirdik. Ayrılma sırasında sızlayan yüreğimizi dönüşte geçireceğimiz harika vakitlerle şenlendirmek için bu küçük tatili kendimize hediye ettik. Yoğun ev ve iş temposunun stresini atmak için, bu deşarj olma faaliyetine ihtiyacımız vardı. O yüzden cuma günü iş çıkışı hevesle çıktık yola. Akşama Ankara da bizi bekleyen canlarımız vardı. Eşimin kuzeni benimse çocukluktan beridir dostum Naile, -oğlumun Namana sı;). - ve Naile nin kardeşi, canımız Nihan ımız. Buluştuğumuz andan ötesi hep zevkli hep dolu dolu geçti. Her dakikasını dolu değerlendirdiğimiz iki güzel gün geçirdik. Biz bayanlar alışveriş merkezlerinde mağaza mağaza gezerek eğlenirken, eşim de uzun zamandır görüşmediği, üniversiteden arkadaşlarıyla eğlenceli saatler geçirdi. Cumartesi günü akşamın geç saatlerinde eve vardığımızda hepimizin ayaklarına kara sular inmişti. Naile nin yorgunluğumuzu atmamız için demlediği sarı kantaron çayı sayesinde gözlerimiz uykuya yenik düştü. Ertesi sabaha hepimiz uykumuzu almış vaziyette keyifle pazar kahvaltısına oturduk. Eskilerden, yenilerden edilen muhabbetlerle kahvaltı sonrası türk kahvemizi yudumladık ve veda anı geldi çattı. Zaten tatillerde görüşsek de en kısa zamanda tekrar görüşmek üzere vedalaştık. Yollara koyulduk.
      Şimdi yolların tükenmesine 1 saat kala yazıyorum bu satırları. Heyecanla, yolların tükenmesini seyrediyorum. Eşim direksiyon başında, ben kokpilotu harika karadeniz sonbaharının ortasında yollardayız. Oğluma en az bizim kadar iyi bakacağından emin olduğum babaanne ve dedeye doğru gidiyoruz. Oğlumuzun yola çıkmadan siparişini verdiği arabası ve yapıştırmalı kitaplarını gururla teslim ederken bir nebze de olsa ondan ayrı geçirdiğimiz iki günün muhasebesini yapmaktan kurtulacağız. Şimdiden akşamki etkinliklerimiz hazır yani. İki gündür depoladığımız bu pozitif enerji en çoğu oğlumuza olmak üzere tüm sevdiklerimize yansıyacaktır eminim. Böyle ufak kaçamakların ebeveynlerin ruh ve beden sağlığı için çok faydalı olduğunu düşündüğüm için imkanı olanlara tavsiye ederim. Herkese enerjik günler dilerim... 


        AOÇ de kokoreç yerken biz;)



Alışveriş öncesi çaylarımızı yudumlarken..

       Pazar kahvaltısının selfiesi